Yapımcı ....:    InfoGrames
Y. Tarihi ....:    1993
Yazan ........:   draedan   -    13.Ağustos.99
     

      Alone In The Dark 2 'ye ne desem ki.. Benim için gelmiş geçmişler arasında en iyilerden biri. Az oynamadım doğrusu ama maalesef sonunu göremedim. Sonlara çok yaklaştım ama hatırlayamadığım nedenle bitirememiştim. Review için tekrar baştan oynadım ( ilk oynadığım zamanlar çok zor gelen Alone2, bu sefer çocuk oyuncağı gibi geldi, tecrübe buna diyolar herhalde ). Bitircem artık diye oturmuştum ama şanssızlık peşimi bırakmadı ve bendeki versiyonunda Elizabeth Jarret'ın odasında bozuldu. Yenisini bulanan kadar sonunu görme mutluluğuna erişemiycem görünüyo.

      Alone2, birinciye göre hiç korkutucu değil. Alone1 'de cehennem'den çıkma tiplerle uğraşırken, bunda bir çeşit mafyaya karşıyız ( yine insan değiller, yeşil kanları var ). Düşmanlarımızdan bahsetmişken konuya değineyim. En başta söyliim; gördüğüm en derin senaryoya sahip Alone2. Altyapı o kadar sağlam ki hiçbir saçmalık yakalayamıyorsunuz. Olay OneEyed Jack adlı bir korsan ve yavaş yavaş eleman toplayıp kurduğu ( önce korsanlarmış sonra mafya tipli olmuşlar ) grubun etrafında geçiyor ( toplam 9 kişi ). Herbirinin ayrı hikayesi var ( bunları öldürdüğümüz tiplerin üzerinden çıkan kitaplarla öğreniyoruz ). Elemanların isimleri ise şöyle; OneEyed Jack, Elizabeth Jarret ( kadın büyücü ), MusicMan, Mr.Eye, T.Bone, Bubble Blade, Frederick de Vitt, Black Hat ve Short Leg. Bu nick'leri karakterlerine göre verilmiş mesela Short Leg; bi ayağı yok ama onun yerine ateş edebildiği yapma bacağı var. Şişman ve kısa boylu bu arada.

      Bunlar etrafı yakıp yıktıktan sonra California yakınlarında Hell's Kitchen (!)'a yerleşmişler. Bir süre sonra da OneEyed Jack, Grace Saunders adlı bir kız çoçuğunu kaçırır ( nedendir bilinmez ). Carnby'nin yakın dostu bir dedektif olan Striker da onun peşinden Hell's Kitchen'a gelir ama başarılı olamaz. Bunu öğrenen Edward Carnby intikam için 38'liği ile yollara düşer.

      Alone1'in saçma demosundan ( mesela Jeremy Hartwood intihar ederken olabilirdi ) sonra Alone2'de konuya değinen, açıklayıcı bir intro var. Demoyla giriş birbirini çok güzel tamamlamış. Demonun sonunda Carnby evin bahçe kapısını patlatıyor. Tam burdan Alone2 başlıyor
( Kapı bekçisi hala yerde baygın yatarken ve ilerde bikaç adamın ses üzerine dışarı çıkmaları esnasında ).

      Giriş paragrafında bahsettiğim gibi Alone In The Dark 2 'de korku öğesi hiç yok nerdeyse. Mafya tiplilere karşı olduğumuz içinde çoğu zaman silah kullanıyoruz. Öyle yumruk gibi fiziki müdahaleye fazla gerek kalmıyor ama bu konuda Alone1 'e göre yenilikler var. Eskisinde sadece tekme ve yumruk varken; bunda yumruk, saçma bir tekme atma şekli ve kafa atma var! :) Silahlar ise bayağı gelişmiş. Revolver, tüfek, kılıç gibi klasiklerden başka ekmek tahtası gibi cins şeyler de var.

      Alone1'den bir farkı da ikon sistemi. Sadece Fight ve Push ikonları olması Arcade ağırlıklı olduğunu hissettiriyor ama böyle değil. Hatta Alone1'e göre çok daha zekice ve çok bilmece var. Mesela evin içinde rahat gezmek için noel baba kıyafeti giyiyoruz. Başka bir örnek; elemanın tekine zehirli içki hazırlayıp öldürüyoruz. Bunun gibi çok var. Arcade kısımları da buna nazaran yeterince var. Hatta arcade kısımlarına zor diyebiliriz, Alone1'e göre AI çok gelişmiş ama yine yeterli değil. Arkadaşlar sağolsunlar, nereye gitsek peşimizden geliyolar ( grup çalışması var hatta ). Ama eskisi gibi bi yerlere sıkışma halen var. Neyse, konudan sapmayalım. Arcade-Adventure'ın bu birleşmesi oyunu çok zor yapmış. Hadi arcade'leri geçtiniz diyelim ( evin içi eli silahlılarla dolu, normal kıyafetle girmeyi bi deneyin! ), o acip bulmacalar ne olcak? Onlar sizi bayağı oyalayacak.

      Grafikler çok daha güzel olmuş. Orjinalindeki köşegenli yüz ve vücutlar, Alone2'de fazla belli olmuyor. Herkesin özel bi karakteri olduğu için ayrı ayrı uğraşılmış ( kıyafetleri, tipleri ). Ana karakterler dışındakileri de unutmamak lazım, aynı tiplerle dövüşmeyeceğiniz garanti. Buna ek olarak Carnby'nin de şekli değişmiş daha bi derli,toplu olmuş. Animasyonlar da çok iyi. Düşmanlar ölürken şekilden şekile giriyolar (Cüneyt filmindeki kadar değil maalesef ). Alone1'deki önemli nesneler: "Ben Burdayım!" diye bağırırken, Alone2'de daha bi çaktırmadan söylüyolar.

      Bu serinin en iyi ve şaşmaz noktası müziği ve efektleri belki de. Alone1'den çok daha güzel müzikler. Slow'u da var, hızlısı da. O kadar güzeller ki açıyorum Alone2'yi, müziğini dinlerken başka şeylerle uğraşıyorum. Efektler ise 10 üzerinden 10... Efektler hk. bu kadar yeter ama yepyeni bir şeyi herkesin anlayabileceği şekilde anlatçam: Wolfenstein 3D'i biliyosunuz, orda bir koridorda biri var mı diye anlamak için ileri-geri yapardık. Birilerinin bağırmalarını beklerdik. Alone2'de ise bunun çok daha güzeli var. Carnby'i gördüklerinde bi çeşit muabbet ediyolar. Hepsinin de sesleri özel yani sahibine ait. Müthiş bir hava getiriyor oyuna.

      Son bir yenilik ise oyunun sonlarına doğru Grace Saunders'ı yönetmemiz. Carnby'i yakalıyolar ve hapsediliyo. Bundan sonra Carnby'i kurtarana kadar Grace'i kullanıyoruz. Küçücük Grace'in büyüklerden kaçması, yaptığı oyunlar felan oyuna yepyeni bir çehre kazandırıyor. Ama onu yönetmek çok zor. Amcaları dövemeyeceğine göre kaçmak zorunda. Kimseye görünmeden birşeyler yapmak zorunda olduğu için işler bayağı zorlaşıyo. Bende buralarda takılıp kalmış ve bitirememiştim Alone2'i.

      Alone In The Dark 2 sizi Pc'nizin başına çivileyecek kadar yetenekli. Her kategoride başa oynar. Alone 1'le fazla bi alakası olmadığı için illa ki serinin ilk bölümünden başlamak zorunda değilsiniz ama çağı yakalamak, yenilikleri görmek açısından güzel olur.